Monday, October 02, 2006

son (sevda) sen

son savaşımızda
ben nefessiz ve güçsüz
çekildim huzrundan.
>0<>0<>
sustuk.
ben sessizliğimle boğuştum.
<0>
geldiğinde cihanıma
çatışmaya adım attığını
bilemedim.
<<0>>
gördüğümde seni sessizliğimde,
karanlığımı saldım,
kör ve sağır bekledim,
ki kolay ve hafif olsun
geçişin.
<<0>>
(nemesis)
bileklerin sıkı ve güçlüydü
acı olan
sen bu ana kadar
kendini boğmaya büyümüş
bir yılandın.
><><>
karanlık benle kaldı
sen yıkımın gururuyla
beni kara bir leke olarak
bıraktın
<000>
büküldüm
bir kutuya
sensiz.

son

son soruyu sordum
aynanın sonuna.

bir yol dedi,
rüzgara karşı bir yol.
o toprağı döllerken
o tarlaları tararken
yalnız yürü o yolu.

"yolda seç
en özünden
istediklerini."

adım attım
kararlarla karardım
son gündüzümün ardından
geceyle
hepten yoktum