Thursday, February 26, 2009

yær

kuru ellerimle
rüzgarsız soğukları
yær edinmiştim.

o toprak beni istemeyince
tutmamış köklerimden döküldüm.
kırık aynaların aktığı nehre
döküldüm.

aşağıda binbir ağız
bir yolu konuşuyordu,

(yine)

bu seferki
yürüdükçe ilerlemeyen.

dökülürken, konuşulanın gücüne bıraktım kendimi.

ayıldığımda, deniz kokusu burnumda
kara topraklara tutunmuştum.
gezindim, ama
yabancılığın utancından,
bilmemezliğin korkusundan,
doğamadım.

yol dedi: bırak.
bırak damlayı, bulur o oluğa yolunu.

Tuesday, February 17, 2009

şiir-i ile

yol alır,
döndürür dolaştırır,
olduğun yerden öteye bırakır.

sen bir yoldan
ben bir yoldan
geldik bir dört yol ağzına,

artık benim yolumun sonu sana.

5 Aralık 2007 - gece yarısı